Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Genç Bir Doktorun Anıları || Kitap Yorumu

Resim
  Bu kitabı kısa olmasının da verdiği rahatlıkla bir gün içerisinde bitirebildim. Buraya yorumunu yazmasam olmaz diye düşündüm çünkü kitap benden tekrar okuma hissi yaratacak kadar beğeni topladı.     Kitap adından da anlaşılacağı gibi bir tıp doktorunun anılarından oluşuyor. Tıp fakültesinden yeni mezun olmuş genç doktor Dr. Bomgard şehirden uzak kırsal bir bölgedeki hastaneye atanıyor. Hastanedeki tek hekim olan Dr.Bomgard'ın atandığı hastanede sadece iki ebe ve bir sağlık memuru var. Henüz yeni mezun olan bu genç doktora tek doktor olması hasebiyle epey iş düşüyor. Tıp fakültesinde uygulamalı derslerde sadece uzaktan gördüğü becerileri kimseden yardım almadan tek başına hastalar üzerinde uygulamak zorunda kalıyor ya da fakültede hiç karşılaşmadığı vakalarla kendi başına mücadele etmek durumunda oluyor. Dr.Bomgard bu hastaneye geldiğinde tecrübesizliğinden duyduğu korku biz okuyuculara yansıtılıyor. Bomgard yalnız kaldığı anlarda karşısına zor vakaların çıkmasından...

Kafamda Bir Tuhaflık || Kitap Yorumu

Resim
Uzun zamandır okumak istediğim, sekiz aydır okuma listemde yer alan bu romanı bitirebilmek bugüne kısmetmiş. Aniden başladım ve bu 'ani' başlangıç  beni altmışların İstanbul'undan günümüze kadar süren bir serüvene çıkardı. Bu kitap hakkındaki düşüncelerimi buraya dökmesem olmaz gibi hissettim ve şu an buradayım.  Orhan Pamuk Mevlut karakteri üzerinden bizi kırk yıllık bir hikayeye davet ediyor. Daha ilk sayfada anlatıyor Mevlut'u bize.  "Kahramanımız Mevlut uzun boylu, sağlam ama zarif yapılı, iyi görünüşlüydü. Kadınlarda şefkat uyandıran çocuksu bir yüzü, kumral saçları, dikkatli ve zeki bakışları vardı. Yalnız gençliğinde değil, kırkından sonra bile yüzünün çocuksu olmasını ve kadınların onu güzel bulmasını, Mevlut'un bu iki temel özelliğini hikayemizin anlaşılması için arada bir okurlarıma hatırlatacağım. Mevlut'un her zaman iyimse ve iyi niyetli olmasını -bazılarına göre saflığını- ise ayrıca hatırlatmama gerek kalmayacak, siz de göreceksiniz." Mev...

Roman Empire || Yorum

Resim
 Netflix dizilerinden hayli sıkılmışken, 2 sezon izleyip bırakma ritüelini artık devam ettiremeyecek hale geldiğimden mütevellit bu yaz belgesel izleme kararı aldım ve iki belgesel izledim. Roman Empire belgesel ve dizi karışımı bir yapım olduğu için açıkçası hangi türde değerlendireceğimi bilemedim. Netflix bu konuda ne diyor bilmiyorum ama ben "belgesel-dizi" diyorum. Bu yapımı izleme kararını Roma tarihine ilgi duyduğum için ve epeydir tarihi yapımlar izlemediğim için aldım. Tarihi yapımlara duyduğum hasreti giderdiğini pek söyleyemem.  3 sezonluk bir yapım. Her sezonunda farklı bir Roma imparatorunun hükümdarlığına ışık tutuyor. Belgeseli dizi formatında oyuncularla birlikte izlerken aynı zamanda araya giren uzmanlarla ile de tarih boyutuna tanıklık ediyoruz. Birinci sezonunda Caligula, ikinci sezonunda Jül Sezar, üçüncü sezonunda ise Commodus dönemi anlatılıyor. Oyuncular ekranda görmeye alışık olmadığımız yeni yüzler. Performanslar iyi. Maalesef şöyle bir sıkıntı var. B...

zamanın zamansızlığı

  Biter bittiği gibi geçmişte kalanlar. Geri dönmez kaybolanlar. Boğazımda takılı kalan kelimelerin gühahı bu. Denizde boğuldu en güzel gecem. Sevgi kuytu bir köşede can verdi, artık yok. Günler ardı ardına devrildiler takvim yapraklarından. Zaman durmuyor, yerinde sayıyor ama artık anlamı da yok. Zamanın korkunç esamesi okunmuyor artık burada. Yalnız bir ağacın yapraklarının kıpırdaması kadar varım. Sonbaharın soldurduğu bir yaprak kadar ölüyüm. 

"ben hiç ben olmuş muyum?"

  Bugün 6 Eylül. Dijital dünyamızın hayatımıza aniden giren virüs sebebiyle daha da dijitalleştiği bir döneme denk geldik. Eskisinden daha sık telefon, bilgisayar ve tablet benzeri cihazları kullandığımız bir süreç oluyor ve bu sürece uyum sağlamak şahsım adına sancılı oldu. İlk korona virüs vakası yanlış hatırlamıyorsam 10 Mart tarihinde tespit edildi ve bu günden yana hayatımdaki hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Dünyadaki tüm insanların hayat standartları değişirken elbette benimkinin değişmesi de kaçınılmazdı. 2020 yılına depremle gözümüzü açmışken üstüne gelen pandemi durumuyla hayatımda çok şey değişti. 2019 yılını düşündüğümde hayatımdaki değişikleri fark ederken ben de hayret ediyorum. 1 yıl ne çok şey değiştirebiliyor. Türkiye’de virüs vakasının çıkmasından sonraki ilk 2,5 aylık süreçte nedendir bilmem, kendimi çok sorguladım. Kendimle yüzleştim, bol bol düşündüm. Evde geçirdiğim zamanın birdenbire çok artmasından mıdır bilmem ama belki de çok bunaldım. Bahsettiğim yüzleşme s...