2021'in ilk kitapları || Yorum

 2021'e adım attığımız günden itibaren üç kitap bitirebildim. 

Stephen King - Yabancı - 544 sayfa

En son Stephen King'i okuduğumda ortaokuldaydım. Tepki adlı romanını okumuştum. Okumamın üzerinden yıllar geçtiği için kitabı pek anımsamamakla birlikte doğaüstü güçleri konu alan edebi eserlere pek sempati duyamadığım hatırımda. Yabancı romanının bildiğimiz klasik polisiye romanlar gibi ilerleyeceğini varsayarken sonucun yine doğaüstü güçlere dayandırılması beni rahatsız etti. Sonuna kadar bilimsel bir açıklama beklerken kitabın sonuna doğru tüm gizemi açıklayan varlığın Coco adlı bir canavar olduğunu öğrenmek beni hayal kırıklığına uğrattı. Üstelik son kısımları öyle aceleyle yazılmış gibiydi ki, her şey bir anda oluverip bitti ve katilin nasıl bir yaratık olduğuna dair de kafalarda soru işareti bıraktı. Sonuç olarak pek beğenmedim ve bu kitap benim için koca bir zaman kaybı oldu.



Ayşe Kulin - Bir Gün -202 sayfa
Yıllar geçti, Ayşe Kulin okumaktan vazgeçemedim. Çok beğendiğimden değil, anlamsız bir şekilde evimde birçok romanının bulunması ve benim hep bir şans daha vermem. Sevdalinka'da gönüllerimi fethederken diğer romanlarında bende rahatsız edici bir tat ve yapaylık bıraktı. Füreya, yarıda bıraktığım Adı Aylin, sırf yarıda bırakmamak için devam ettiğim Gizli Anların Yolcusu... Sevdalinka'yı hariç tutacak olursam, yine aynı hayal kırıklığı ihtiva etti bende. 
Bu kitabına ince olması sebebiyle başladım. İki gün içerisinde bitirdim. 202 sayfa, kısa bir roman. Ayşe Kulin'in yakın dönemin siyasi yapısına el atmak istediği bir çalışma olmuş fakat kitap yapaylık ve samimiyetsizlik kokuyor. Siyasi dönemin değerlendiriliş biçimi oldukça acemi. Siyasi konular hakkında hiç ilgilenmiyor ve kendimi apolitik olarak tanımlıyor olmama rağmen ben bile bu acemiliği köklerime kadar hissettim. 




David Nicholls - Bir Gün - 536 sayfa

 Belki de bu romanı ayrı bir yazı şeklinde eklemeliydim. Bu kitaba dair söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Eşsiz bir aşk romanı. Gençliğe ve orta yaşlılık dönemine ışık tutan, hisleri başarılı bir şekilde dile getiren, aşkı ve dostluğu sorgulatan enfes bir roman. Ana karakterler Emma ve Dexter, ya da Em ve Dex, bana kitabı bitirdiğimde sanki etrafımdaki gerçek insanlarmış gibi hissettirmişti. Oldukça içten ve gerçekçi karakterler. Hatalarıyla, iyilikleriyle, kötülükleriyle... Dexter'in sorumsuzluğu ve aşktan daima kaçmak istemesi, içini derinden kemiren başarısızlık hissi, şöhretin kollarına kendini teslim etmesi, alkol sorunu... Yer yer ukala ve kibirli olabilen Emma'yla tüm uyumsuzluklarına rağmen birbirilerinin en iyi dostu olabilmeleri manidar bir noktaydı. Bir Gün, yer yer gülümseten, yer yer hüzünlendiren, bazen de ağlatabilen özel bir hikayeye sahip. 2011'de beyaz perdeye uyarlanmış. Filmini en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum ve bu kitabı şiddetle öneriyorum. 








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

yeniden merhaba, söyleyeceklerim var

Kar, Acil, Öfkem

Aşk ve Gurur | Film Yorumu